İran filmi Khook (Domuz) Berlin Film Festivali'nin en eğlencelisi!

İran filmi Khook (Domuz) Berlin Film Festivali'nin en eğlencelisi!

Düşününki alanınızda tanınan bir isimsiniz, hatta ülkenin sayılı 5 – 10 ismi arasında yer alıyorsunuz. Ancak düzenlenen bir etkinliğe siz hariç herkes çağırılıyor, “Ülkenin en iyileri” diye de basında yer alıyorlar, ancak sizin adınızı bile anan yok. Değersiz mi hissederdiniz acaba, yoksa bitmek tükenmek bilmez bir kıskançlık mı duyardınız?

Bir İran filmi Khook (The Pig) insana aşağılanmayı, değersiz görülmeyi ve kıskançlığı anlatan bir hikaye sunuyor. İranlı bir yönetmen olan Hasan Kasmai iki yıldır kara listede yer olduğu için film çekememektedir. Hayatını reklamlarla kazanan Kasmai buna karşın sinema çevrelerinin saygı gösterdiği değerli birkaç yönetmen arasında yer almaktadır. Ancak İran’da sanat camiasını kanlı günler beklemektedir, Kasmai’nin dostları kimliği belirsiz bir seri katil tarafından kafaları kesilerek öldürülmekte, kesilen kafalarda da “domuz” yazmaktadır. Azeri asıllı Kasmai bir yandan bu katilin kendisini öldürmesinden korkmakta, bir yandan sinema filmi çekemiyor olduğu için yasak aşkı Shiva’yı hiç sevmediği yönetmen rakibi Sohrab Saidi’ye kaptırmak üzere olmanın kıskançlığını yaşamakta diğer yandan da katilin hala kendisinin peşine düşmemiş olmasının öfkesini duymaktadır. Peki günün sonunda hangisi olacaktır? Sevdiğini kadını geri mi kazanacak, katil tarafından ”onurlandırılacak”  mı yoksa İran sinemasının değerli yönetmenleri arasında yer alma şerefinden uzak, kıskançlıkla dolu bir ömür mü yaşayacak?

Hassan Majoonikılıkta kılığa girdiği filmin bu sahnesinde bir böcek... Filmin kalanındaki tshirtleri ise ayrı bir eğlenceli.

Berlin Film Festivali’nin benim için şu ana dek en eğlenceli filmiyle Khook, ancak yabancı ülkelerden basın mensuplarının benimle aynı fikirde olduğunu pek zannetmiyorum. Damsel filminin yazısında (buradan ulaşabilirsiniz) Türkiye, daha doğrusu Anadolu coğrafyası insanı ile Avrupa insanı arasındaki mizah anlayışı farklılığına değinmiştim birazcık. Khook’ta da Avrupalının pek sevmediği ancak doğup büyüdüğüm kültürde alışık olduğumun mizah anlayışıyla karşılaşmış olmanın mutluluğunu yaşadım açıkçası. Zira hikaye her ne kadar İran’da geçiyor da olsa Azeri asıllı Kasmai’nin annesiyle arasındaki konuşmaları tam da bizim ağız tadımıza uygun bir mizahı perdeye yansıtıyor. Anne ile oğul arasındaki kaba dil ancak doğal iletişim, kelimelerin kullanımı ve vurgusu dili anlamayan için bir şey ifade etmese de bizim için ediyor. Bu kelimeler üzerinden ilerleyen, tanıdığımız bildiğimiz coğrafyaya özgü mizah anlayışını yansıtan film gerçekten de anlayanı güldürmeyi, eğlendirmeyi başarıyor.

Khook filmini Türkiye sinemasından ayıran en büyük özellik, kendini komediye fazla kaptırmaması. Bir konu var ve onun üzerinden ilerliyor film, başladığından farklı yerlere gitmiyor, başladığı yerde devam ediyor ve öyle de bitiyor. Bunun yanı sıra Hasan Kasmai karakterinin çelişkisini, yani ölüm korkusu ile bir sanatçı olarak tatmin duygusu yaşamak istemesi arasındaki gidiş gelişlerle karakteri derinleştiriyor ve gerçek kılıyor, ona insani değerler yüklüyor. Mani Haghighi’nin yönetmenliğini üstlendiği filmde Hasan Kasmai rolündeki Hassan Majooni ise adeta döktürüyor. Fantastik yönleriyle belki festivalin en iyisi değil, ancak Majooni, Dovlatov filminin yıldızı Milan Maric’ten sonra ikinci favorim.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER