Sen Yaşamaya Bak: Ben ölmeden önce*

Sen Yaşamaya Bak: Ben ölmeden önce*
Tarih 21 Mart Pazartesi gününü gösterdiğinde, e-mail postuma Netflix Türkiye’den düşen bildirimle birlikte o günün geldiğini anlıyorum. Artık Sen Yaşamaya Bak görücüye çıkmış ve bundan sonraki süreçte söz, izleyiciye geçmişti. Filmin tanıtımları yayımlanmaya başladığında uzun süredir Ketche (Hakan Kırvavaç) filmi izlemediğimi fark ettim.
 
Hayatımızın son dönemlerinde lügatımıza ‘pandemiden önce’ ve ‘pandemiden sonra’ diye iki farklı tanım yerleşti. Aynı dünyanın içindeydik, fakat bundan sonra bambaşka bir boyutu yaşamaya geçmiştik. Bu yeni dünya sürecinde alışkanlıklarımızda da büyük değişimler oldu. Mesela en son sinemaya ne zaman gittiğimi, hatırlamıyorum. Baştan dijital platformlara alışamazken şu an sinemaya gitme fikri Amerika’ya gitmekten bile daha üşengeç geliyor. Bu anlamda Türk yapımcıları hız kesmeden farklı dijital platformlarda birçok iş çıkarmaya başladı. Zamanla alternatiflerini de zenginleştirdiler.
 
Tabii Sen Yaşamaya Bak’ı hemen izlemek nasip olmadı. Hafta başında kendime sözüm vardı. “Ödevimi” bitirdiğimde izlemeye hak kazanacaktım. Biraz rötarlı da olsa nihayet Cuma akşamı izlemek için bir fırsat yarattım. Madem ağız tadıyla film izleyecektim o zaman sinema ritüelini yerine getirmeden olmazdı. Hemen bir kova mısır patlattım, kolamı açtım ve Netflix’in karşısına geçtim. Dedim ya Ketche filmlerini izlemeyi özlemişim diye. Benim için mısır olmazsa olmaz bir ayrıntıydı.
 
Aslı Enver (Melisa) ve Kaan Urgancıoğlu (Fırat) uzun süredir ekrandan severek takip ettiğim ve izlerken büyük keyif aldığım isimler. Şimdi bakıyorum da her ikisini de işlerini neredeyse yirmi yılı aşkındır takip ediyormuşum. Bazen verdikleri ara uzadı, kimi zaman art arda işler yaptılar. Ama ikisinin de farklı hayatlara ruh katmaları benim her zaman gönlümü hoş etmiştir.
 
Bekâr bir anne olan Melisa hastadır ve çok az ömrü kalmıştır. Bu kısa sürede hem fırtına gibi bir aşk yaşayıp hem de oğlu Can’ı emanet edebileceği birisini bulabilecek midir? Sen Yaşamaya Bak’ın kısaca özeti bu şekilde.
 
Sen Yaşamaya Bak’ın konusu bu kadar klişe olmamalıydı. Aslı Enver ve Kaan Urgancıoğlu’nun projeyi kabul etmesi için hikâyenin alt katmanlarında daha derin, sağlam bir sebebin olması gerekiyordu. Onları bu hikâyede heyecanlandıracak kadar önemli bir dönüm noktası mutlaka olmalıydı. Elbet o sebebi bulacaktım.
 
Hafta boyunca film hakkında iki farklı görüşteki düşüncelere denk geldim. Her ikisine de kulaklarımı tıkadım. Eğer tıkamasaydım, her an izlemekten vazgeçebilirdim. Her neyse işte… O kumandaya basma gücünü kendimde bulduğumda “vira bismillah!” diyerek filme girdim.
 
Açıkça söylemek gerekirse Sen Yaşamaya Bak’ın ilk on beş dakikası turnusol gibiydi. İzleyenlerin de niçin iki farklı düşünceye sahip olduğunu bu şekilde anlamış oldum. 15 dakika içinde ya filmden çıkacaktım ya da finale kadar devam edecektim. Devam etmeyi seçtim. Sen Yaşamaya Bak’a 1 saat 45 dakikamı ayırıp finale eşlik ettim.
 
O sahneye kadar (Fazla spoiler veremem. İzleyin, konuşalım.) böyle bir vurucu neden olabileceği aklıma düşmezdi. Yani, bir triği illâ ki vardır, diyordum ama böylesi hiç gelmedi vallahi. Kendimi “Oha! Nasıl ya?” nidalarıyla boğuşurken buldum. Sonrasında da kendiliğinden yaşlar iniverdi. Bir rulo ‘tuvalet kâğıdı’ ancak yetti.
 
TAFF’ın yapımcılığını üstlendiği, senaryosunu Hakan Bonomo’nun kaleme aldığı, başrollerinde Aslı Enver ve Kaan Urgancıoğlu’nun yer aldı. Filmde Aslı Enver ve Kaan Urgancıoğlu’na Can(avar) rolüyle renk katan Mert Ege Ak, Ezgi Şenler, Birce İrem, Defne Ayşe Özpirinç da eşlik ediyor. Müzikleri ise İskender Paydaş’ın ellerinden çıktı. Biraz da çok gurur annecim! RaniniTv yazarlarından Arman Güvenç’in de yapım ekibinde “içerik geliştiricisi” olarak yer almasından sebeple Sen Yaşamaya Bak’ı izlememek için hiçbir sebebim yoktu.
 
Özetle, yaklaşık iki saatinizi ayırabileceğiniz yarısından sonrasına hüzün serpiştirilmiş tatlı bir film olmuş. Sizi hiç beklemediğiniz yerden vurup, filmi başa sardırmak isteyecek ve tekrardan düşünmenizi sağlayacaktır. Hafta sonu kaçamağı için güzel bir alternatif niteliğinde olmuş. Filmde emeği geçen herkesin eline, gönlüne sağlık.
 
Mortis

 
*Fatih Erdemci



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER